Banana Split Personality Disorder


Çok büyük ya da çok küçük olmayan, yiyebileceğimiz ölçülerde bir muzu alırız.
Bir süre kabuğunun canlı sarı rengine, tüysüz ve yumuşak dokusuna bakarız.
Pürüzsüz muz kabuğu ne güzeldir, kabuğunun da yenilir yutulur cinsten olmasını arzu ederdik, değil mi...
Sonra muzu, belki biraz da kolay soyulmasının verdiği tatla, keyifle soyarız. Bunu yaparken hep bir maymun gibi sevinebilsek keşke.
Soyulmuş muz narindir, çabuk yaralanır, elimizde kırılabilir.
Onu sabırsız da olsak dikkatli davranarak, uzun ince bir tabağa yatırırız.
Tabak çok derin de olmamalıdır, sığ da. Muza uygun, muza biçilmiş kaftan olursa en güzeli o olur.
Muz tabağın içinde sessizce yatarken, ortasından ikiye keseriz. Split. Yararız muzu.
Sonra içimizi soğutmak için bu split aralığına dondurma koyarız. Dondurma herkesin kendi soğuma zevkine göre renklenir, şekillenir.
Hiçbir şey sossuz olmasa bu dünyada. Olmuyor zaten. Acı tatlı günler... Tatlı ekşi Çin sosları... Banana split, en iyi, yüksek zevkten dünyaya yayılmış, bugünse aramızdaki büyük çoğunluğa hitap edebilen çikolata sosunu özümser. İnce, siyah...

Tekrar edelim kendimize:
Elimizde yumuşak ve beyaz bir çıplak muz, uygun ölçülerde bir tabak, ortada bir yarık, yürekleri soğutmak için dondurma ve her şeyin üzerinden ince siyah hatlarla geçen çikolata sosu var.
Unutmayalım.

Aynaya bakalım.
Biz kaç kişiyiz. Aynadan bakıp göremeyebiliriz.

Galapagos Adaları'nda envai çeşit canlı yaşarmış kıpır kıpır.
Hepsi her gün evrilip çevrilip ne olduğunu kâh anlar, kâh anlamaz değişirlermiş.
Hem tedirgin hem rahat.

"En acayip gücümüzdür, kahramanlıktır yaşamak: Öleceğimizi bilip. Öleceğimizi mutlak." *

Bir de "Bindik bir alamate gidiyoruz kıyamete" var. Ama o deve hayvanıyla ilgili olabilir.
Öyleyse "Nerem doğru ki."

* Nazım Hikmet
**"peel slowly and see" - the velvet underground and nico / andy warhol