confessions on the dance floor veya insan kendisinden ne kadar umutlu


sadece önünden geçerken
yan gözle bakarım aynaya
yine saçlarım boktan
ama içimde bir var yine
yaratmak hevesi
ve potansiyeli

yeter ki fırsat olsun
mesela birisi sorsun
şunu nasıl yapalım
buna ne katalım
ona ne diyelim diye
herhangi bir yerde

sabah ayağıma basılabilir yolda
damarıma da basılabilir orda burda
bağıraraktan patlarım yavaşça
küçük bir kıvılcım yeter
ne kadar agresif olduğumu görmek için

hatta bir gün gelecek
benim yapacağım bir şey
en güzeli olacak yapılanların
neden olmasın demişler di mi

bazı günler gülümsüyorum aynaya
kendi gözlerimin içine baka baka
ve sesim güvenle çıkıyor boğazımdan

uyumadan hemen önce
titriyorsa da bazen bacaklarım
gerginlik iyidir, tetikleyicidir
insan daha çok şey yapabilir böylece
tek, biricik olabilir
vazgeçilmez olabilir
doyabilir bir şeylere

Lucid Dreams of a Single Grape



I
bir üzümüm ben, yeşil
üzerimde kızıl çiller
koca bir salkımın parçasıyım
asmamda zarifçe sallanırım

belki bir gün güneşimiz
daha yükseğe çıkar
döne döne yakar kendimi
kırmızı üzüm olurum ben de

II
işte beklediğim gün geldi
rüzgar oldukça kuvvetli
tutup beni dalımdan
koparıp kurtaracak

koptum düştüm yere
çöpüm olmadan başımda
biraz su kaybetsem de
yuvarlanıyorum uzağa

çizildi gergin kabuğum
ama hala taze ve tatlıyım
nazikçe yuvarlanırsam
hedefime ulaşırım

III
öteki üzümleri gördüm
büyük ve sulu
çekirdekli ve ballı
birlikte ve ayrı

onlarla birlikte
en kırmızı şaraplara karışmak için
her yere gidebilirim
her şeyimi verebilirim

IV
pekmez olmaya da razıydım
sütle, tahinle tanışırdım
kara karışırdım belki

en tatlıya hazırlanırken
sirkenin içinde ekşimiş
erimiş buluverdim kendimi

No StageDiving. No CrowdSurfing.

bir küçük kedi varmış
hızlı büyür kediler
önceleri koyduğun kutudan
dışarı bakamazken
büyüdükçe acıktıkça
tırmanırlar tepene

küçük kedi bakmış kendine
uzuyor bacakları, tüyleri,
kuyruğu her gün
bıyıkları rüzgarda neler hissediyor
sarı gözleri gece gece ışıl ışıl parlıyor

kedi demiş büyüyorum
burda durmayayım
şu güzel patilerimle
güzel şeyler yapayım

mesela avlanayım
kuşları ben tutayım
hepsini öpüp başından
geri yerine koyayım

ben güçlü bir kediyim
güzel bir kediyim
iyi bir kediyim
serpilebilirim

rock star olup dünyayı
gezebilirim
rock star olup düşlere
girebilirim
rock star olup her şeyi
aşabilirim

iyi saatte olsunlar

benim için iyi saat, sabah güneş yeni doğduğunda olamaz. ben o saatte mutlaka uyuyor olmalıyım. peki ya akşam. akşam bizdendir. ben ölürsem akşamüstü ölürüm demişler hatta. akşam gözler iyi görür. kan sıcaktır. bir sürü şey yapılabilir. oraya gidilebilir. ordan gelinebilir. cinler için de iyi olmalı. onlarla konuşulabilir. soru-cevap. yaa öyle miymiş denebilir.

neden öyle yapıyorlar?..


eski zamanlarda dünyada daha az insan varmış
her yerde böyle büyük binalar olmasına gerek yokmuş
çayır çimen ve ağaçlar hakimmiş etrafa.


insanlar evlerinden işe ve okula giderlerken,
yeşil yollardan, taşlı topraklı patikalardan yürürlermiş
daha narin olan insanlar
mesela bayanlar, genç ve yaşlı kadınlar
yumuşak yolları severlermiş, gür çimenleri, çiçekleri
zevk sahibi diğer canlılar gibi.
çimenlerin, çiçeklerin ve toprağın içinde
ılık, yumuşak ve karanlık küçük alemde
karıncalar yaşarmış, ordu ordu, kıpır kıpır
ve köstebekler koşarmış deli deli
sonra böcekler varmış, binlerce, renk renk
bilinmez küçük dünyalarındaki gizemleri
böcekler toprağın içinde, dalların üstünde
sağa sola koşturup gizlice uyurlar
ve yaşadıklarını duymak için gerekir
şahin gözleri veya kedi kulakları
boyları ve saçları hızla uzayıp serpilen kızlar
çalışkan, güçlü ve güzel kadınlar
bilge nineler ve diğer tatlı teyzeler
yollardan geçip gider ve
ayaklarının altındaki çimen için sevinirlerken
böcekler de kendi paylarına sevinirlermiş
bu rengarenk kadınların varlığına
ve narin tabiatlarına
çünkü yumuşak yolların şefkatini seçen kadınlar
böceklere kucak açmış olurlarmış,
tırmanırmış böcekler kadınların bacaklarına
kırp kırp da kırp kırp
bacak tüyleriyle karınlarını doyurmaya
davetsiz misafir sevmeyen kadınlar
bunu fark ettiklerinden beri
uzamadan keser olmuşlar
bacak tüylerini...